Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk

    İbrahimsum
    İbrahimsum
    Admin
    Admin


    Erkek Mesaj Sayısı : 112
    Yaş : 35
    Nerden : Gaziantep
    Lakap : Halo Dayı
    Ruh Hali : [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Yurekl10
    Kayıt tarihi : 18/11/08

    Rep Sistemi
    Aktiflik:
    [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Left_bar_bleue100/100[Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Empty_bar_bleue  (100/100)
    Başarı Puanı:
    [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Left_bar_bleue100/100[Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Empty_bar_bleue  (100/100)
    Güçlülük:
    [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Left_bar_bleue100/100[Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Empty_bar_bleue  (100/100)

    [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk Empty [Türk Büyükleri]Mustafa Kemal Atatürk

    Mesaj tarafından İbrahimsum Cuma Ara. 12, 2008 9:32 pm

    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
    (1881 – 1938)

    Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı. Selanik, Kasımiye Mahallesi'nde, bugün müze olan evde dünyaya geldi. Babası Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Mustafa eğitime Selanik'te "Fatma Mollakadın" adlı mahalle okulunda başladı; daha sonra bu okuldan alınarak Şemsi Efendi İlkokulu'na verildi.Bu okulu bitirmeden babası öldü. Bu yüzden Zübeyde Hanım, Langaza'da bir çiftlikte kahya olarak çalışan kardeşinin (Hüseyin Ağa) yanına çocuklarıyla birlikte gitti. Mustafa, burada bir süre tarla bekçiliği yaptı. Köyde okul yoktu. Bu sebeple Mustafa Selanik'te bulunan teyzesinin yanına gönderildi. Selanik Mülkiye İdadisi’ne yazıldı ise de arkadaşlarıyla anlaşamadı ve okulu terketti; çünkü Mustafa, askerî okula gitmek istiyordu. Sonunda Askerî Rüştiye'ye yazıldı (1893). Matematik derslerindeki başarısından dolayı Mustafa Sabri adlı matematik öğretmeni ona "Kemal" adını verdi. Mustafa Kemal, 1896'da Askerî Rüştiye'yi bitirdi ve Manastır Askerî İdadisi'ne girdi. Bu okulu 1898'de tamamlayarak İstanbul'daki Harbiye Mektebi'ne geldi; piyade sınıfına yazıldı (13 Mart 1899).
    Mustafa Kemal, Harbiye Mektebi'ni 10 Şubat 1902'de bitirdi ve Erkân-ı Harbiye (Kurmay) sınıflarına geçti.
    Erkan-ı Harbiye (Harb Akademisi)'yi 11 Ocak 1905'te bitirdi ve kurmay yüzbaşı oldu. Kurmaylık hakkını kazanan onüç subaydan biri idi. Beyazıt'ta bir ev kiralamıştı. Ayrıca birkaç arkadaşı ile bu eve bitişik bir oda tutmuştu. Siyasî faaliyetleri bu odada sürüyordu. Arkadaşlarından birinin bu durumu jurnal etmesiyle, Mustafa Kemal, Ali Fuad (Cebesoy) ve 2 yüzbaşı tutuklandılar. Yıldız Sarayı'nda birkaç ay sorguya çekildiler, İstanbul'dan sürülmek şartıyla affedildiler.
    Mustafa Kemal ve Ali Fuat, Şam’a, 5. Ordu emrinde 30. Süvari Alay’ına gönderildiler. Bu görev Mustafa Kemal’e imparatorluğun içinde bulunduğu durumu öğretti. Mustafa Kemal, burada Hacı Mustafa (Cantekin) ile tanıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşları Müfit (Özdeş), Lütfi ve Mustafa (Cantekin) birleşerek "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurdular (Ekim 1906). Cemiyetin Yafa, Kudüs ve Beyrut şubelerini Mustafa Kemal açtı. Ancak Suriye, cemiyetin gelişmesi için uygun değildi. Bu sebeple Mustafa Kemal, Selanik'e giderek cemiyetin bir şubesini de orada kurdu. Kısa bir süre sonra Şam'a döndü, İngiltere ile Osmanlı Devleti arasındaki Akabe meselesi yüzünden güneye gönderilen birlikler arasında Birüssebi'ye gitti. O sırada Selanik'te İttihat ve Terakki Cemiyeti kurulmuştu. Eylül 1907'de bu iki cemiyet "İttihat ve Terakki" adı altında birleşti.
    Haziran 1907'de Mustafa Kemal, kolağası olarak önce Şam 5. Ordu kurmaylığına, Eylül ayında da Manastır 3. Ordu Komutanlığı emrine tayin edildi. Manastır'a giderken Selanik ordu müşirliği kurmaylığına gönderildiğini öğrendi. 22 Haziran 1908'de kendisine ek görev olarak Selanik-Üsküp demiryolu müfettişliği verildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri bu bahane ile onu, merkezden uzaklaştırmış oluyorlardı. İttihat ve Terakki Cemiyeti 1876 Anayasası'nın geri getirilmesini isteyen bir bildiri yayınladı. Çıkan olaylar sonucu 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyet ilan edildi .İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden binbaşı Enver (Paşa) bu zaferin kahramanı olarak görülüyordu. Mustafa Kemal, ülkede reformlar yapılmasını, İttihat ve Terakki'nın açık bir siyasî parti niteliği almasını ve ordunun kesin olarak siyasetten çekilmesini istiyordu. Mustafa Kemal ve İttihat ve Terakki arasındaki fikir uyuşmazlığı bu görüşlerden sonra ortaya çıktı. Bu sırada Trablusgarp'ta Meşrutiyet'e karşı bir ayaklanma başladı. İttihatçılar bunu bir fırsat bilerek Mustafa Kemal'i Trablusgarp'a yolladılar. Mustafa Kemal, kan dökmeden ayaklanmayı bastırdı ve Redif tümeni kurmay başkanı olarak Selanik'e döndü (13 Ocak 1909). II. Meşrutiyet'e rağmen İttihatçılar İstanbul'a hakim olamamışlardır, İslamî prensiplerin ihlâl edildiği bahane edilerek İstanbul'da bir ayaklanma meydana geldi. 31 Mart Olayı adı verilen bu ayaklanmayı "Hareket Ordusu" bastırmıştır. 3. Ordu'ya bağlı birliklerle Redif kıtalarından meydana gelen Hareket Ordusu olayı bastırdıktan sonra suçluları cezalandırdı ve padişah II. Abdülhamid tahttan indirildi.
    22 Eylül 1909'da Selanik'te İttihat ve Terakki'nin yıllık kongresi toplandı. Mustafa Kemal bu kongreye Trablus delegesi olarak katıldı ve görüşleriyle dikkati çekti.
    Bundan sonra Mustafa Kemal, Zabit Talimgahı ve 38. Piyade alay kumandanlığı yaptı. General Litzman'ın "Takımın Muharebe Talimi" ve "Bölüğün Muharebe Talimi" adlı kitaplarını çevirerek bastırdı (1909 ve 1912). Cumalı Ordugahı (1909) ve Tabiye Tatbikat Seyahati (1911) adlı kitaplarını da bu dönemde yayınlandı. 1910 sonbaharında, Fransız ordusunun Picardie'de yaptığı tatbikata katıldı.29 Eylül 1911'de İtalyanlar Trablusgarb'a saldırdılar. Bu bölge imparatorluğun ihmal edilmiş bir bölgesi idi ve savunması az sayıda bir kuvvete bırakılmıştı. Paris Ataşemiliteri Fethi (Okyar), Berlin Ataşemiliteri, En ver (Paşa) gönüllü subay olarak Trablus'a gittiler. Mustafa Kemal de gizlice Trablus'a geldi. Önce Tobruk'ta sonra Derne'de muharebeleri yönetti. 27 Kasım 1911'de Binbaşı oldu. Bu sırada Balkan Savaşı başladı (1912). Mustafa Kemal bu olay üzerine İstanbul'a geldi. Ancak, Bulgarlar, Çatalca hattına kadar gelmişlerdi. Osmanlılar Bolayır Yarımadası'nda kuvvet toplamayı, bu kuvvetle Bulgar hattının gerisine saldırmayı düşünüyorlardı. Mustafa Kemal, Bolayır'da kurulan mürettep kolordusunun harekat şubesi müdürlüğüne tayin edildi (25 Kasım 1912). Mürettep kolordu kumandanı Fethi Bey'in askerlikten istifa edip, İttihat ve Terakki'nin Genel Sekreteri olmasıyla, yerine Mustafa Kemal geçti. 22 Temmuz 1913'te Edirne'ye giren ilk kuvvetler bu kolorduya aitti. 27 Ekim 1913'te Mustafa Kemal Sofya Askerî Ateşeliği'ne gönderildi; bu bir çeşit sürgün cezası idi.
    Bu sırada Enver Paşa yarbaylıktan tuğgeneralliğe yükselerek Harbiye Nazırı oldu ve orduda bir gençleştirme hareketine başladı. Mart 1914'te Mustafa Kemal yarbaylığa yükseltildi. 28 Haziran 1914'te Avusturya veliahtı Arşidük Franz Ferdinand Saraybosna'da öldürüldü. Bu I. Dünya Savaşı'nın başlamasıydı. Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında savaşa girmesine karşıydı. Enver Paşa ise karşı fikri destekliyordu ve Osmanlılar Almanların yanında savaşa katıldılar.
    Mustafa Kemal, 2 Şubat 1915'te Tekirdağ'da kurulmakta olan 19. Tümen Kumandanlığına getirildi. 19. Tümen önce Maydos (Eceabad)'a sonra Bigalı'ya nakledildi. Bu sırada İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale'yi geçmeye çahşmışlarsa da ağır kayıplara uğrayarak geri çekilmişlerdir (18 Mart). 25 Nisan'da Gelibolu Yarımadası'na iki yerden çıkartma yapıldı (Seddülbahir ve Arıburun). Mustafa Kemal'in hayatında önemli bir yer tutan Çanakkale Savaşları başlamıştı. Mustafa Kemal'in Sarıbayır, Kocaçimen, Çonkbayırı, Kireçtepe ve Anafartalar'da muharebeleri tarihin en çetin muharebeleri olarak nitelenmiştir. 21 Ağustos muharebelerinden sonra düşmanı denize dökmek için bir saldırı düşündü. Ancak yardımcı kuuvetlere ihtiyaç vardı. Yardım gelmeyince Grup Kumandanlığı'ndan istifa etti. İstifası kabul edilmeyerek hava değişimine çevrildi. Mustafa Kemal albaylığa yükseltildi.

    Daha sonra Gürcü Hükümeti'nin elçisi, aradaki anlaşmazlıkları bir karara bağlamak üzere Ankara'ya geldi. Ancak Gürcülerin görüşmeleri uzatmaları ve güçlükler çıkarmaları üzerine Gürcistan'a bir ültimatom verildi (23 Şubat 1921). Sonuçta Ardahan, Artvin bölgesi işgal edilerek Misak-ı Milli’nin bir kısım gayeleri daha elde edildi.
    11 Mayıs 1920'de Moskova'ya gitmek üzere yola çıkan Türk elçileri, Moskova'ya , 11 Temmuz'da vardılar. Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin, 3 Haziran 1920'de Misak-ı Millî'yi tanıdıklarını bildirmiş ve antlaşma metni 24 Ağustos 1920'de son şeklini almıştı. Ancak Sovyetler Ermeniler lehine Doğu hudutlarımızda fedakarhk yapmamızı isteyince, antlaşmanın imzalanması geri bırakıldı. 14 Aralık'ta Moskova'ya bir heyet daha gönderildi. 16 Mart 1921'de Türk-Sovyet dostluğunun temeli olan Moskova Antlaşması imzalandı. Mustafa Kemal Paşa siyasî, ictimaî,idarî ve askerî görüşlerini açıklayan bir program hazırladı ve bunu "Halkçılık Programı" adı altında bastırarak hükümet teklifi halinde Meclis'e verdi (13 Eylül 1920). Mustafa Kemal Paşa'nın programı esas tutularak hazırlanan (20 Ocak l920) Teşkilat-ı Esasiye kanunu kabul edildi.
    Kurtuluş Savaşı devam ediyordu, II.İnönü Zaferinden sonra Ankara'ya dönmüş olan Londra Konferansı Türk elçilik heyeti başkanı Bekir Sami'nin imzaladığı sözleşmeler, Mustafa Kemal'in şiddetli tenkitlerine hedef oldu ve hükümetçe reddedildi.
    10 Mayıs 1921'de Ankara öğretmen okulunun konferans salonunda Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında toplanan 151 milletvekili "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Meclis Grubu" nü teşkile karar verdiler ve grup başkanlığına oy birliğiyle Mustafa Kemal Paşa'yi seçtiler.
    5 Ağustos 1921'de T.B.M.M. Başkomutanlık görevini Mustafa Kemal Paşa'ya verdi. Sakarya Meydan Muharebesi'nden önce Mustafa Kemal Paşa atına binerken düştü ve kaburga kemiklerini kırdı. Ankara'ya gelerek gerekli tedavisini yaptırttıktan sonra hemen cepheye döndü. 23 Ağustos-13 Eylül 1921'de cereyan eden muharebe zaferle sonuçlandı ve 19 Eylül 1921 'de kabul edilen bir kanunla Mustafa Kemal'e Müşirlik (Mareşallik) rütbesiyle Gazilik unvanı verildi. 31 Ekim 1921'de ise Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlık yetkisi üç ay daha uzatıldı. 4 Şubat 1922'de Büyük Millet Meclisi ikinci defa Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlık görev ve yetkilerini üç ay daha uzattı. 5 Mayıs 1922'de Gazi Mustafa Kemal'in görev ve yetkilerinin uzatılması hakkında teklif olunan yeni kanun tasarısı, onun Başkomutanlık'ta kalmasını istemeyenlerin tesiriyle Büyük Millet Meclisi'nde yapılan birçok tartışmalı görüşmeden sonra oylar dağıldığı için kabul edilmemişti. 6 Mayıs'ta Büyük Millet Meclisi' nin yaptığı gizli toplantıda Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlık görevi 3 ay daha uzatıldı.
    26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı saat 05.30'da Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı ve Kurmay başkanlarıyla birlikte Kocatepe'de hazır bulunuyordu. Düşman Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğratıldı (30 Ağustos 1922). T.B.M.M. 8 Temmuz 1920'de Meclis Başkanlığı kürsüsüne örttüğü kara örtüyü 6 Eylül 1922'de kaldırdı.
    Siyasî alanda başarının müjdesi olan Mudanya Mütarekenâmesi de imzalanmış bulunuyordu (11 Ekim 1922). 28 Ekimde de İtilâf devletleri konferansın Lozan'da toplanacağını bildirmişlerdi.
    Büyük Millet Meclisi l Nisan 1923'de seçimi yenilemeye karar verdi. Yapılacak seçimde milletin yeni vekillerine vereceği görev ve yetkileri Mustafa Kemal Paşa 8 Nisan 1923'de "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adına "Dokuz Umde" halinde yayımladı. Mustafa Kemal Paşa'nın bu Dokuz Umde'si Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk yazılı programı oldu. 9 Eylül 1923'te Parti kuruluşunu tamamladı. 11 Eylül'de Fırka, kurucusu Mustafa Kemal'i Genel Başkanlığına seçti. Hayatı boyunca Cumhuriyet Halk Partisi'nin "Değişmez Genel Başkanı" olan Mustafa Kemal Paşa'yi ölümünden sonra 26 Aralık 1938'de toplanan olağanüstü Kurultay "Ebedî Şef" ilân etti.
    Mustafa Kemal, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında partinin ikinci kurultayında 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı günden başlayarak Millî Mücadelemiz ve İstiklal Savaşımızın geçirdiği saf haları bütün belgeleri ile anlatmıştır. Mustafa Kemal Paşa nutkuna, Türk Cumhuriyeti'ni, Türk Gençliği'ne, emanet eden tarihî hitabesiyle son vermiştir.
    24 Temmuz 1923'de Lozan Antlaşması imzalandı. 29 Ekim 1923 saat 20.30'da Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyet'i kabul etti ve derhal Cumhurbaşkanlığı seçimine gidildi. Oy birliğiyle ilk Cumhurbaşkanlığına Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa seçildi. Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet Hükümetinin ilk Bakanlar Kurulu'nu kurmaya da Başbakan sıfatıyla İsmet Paşa'yı memur etti. 3 Mart 1924'de Halifelik kaldırıldı ve Osmanoğulları Hanedanı mensupları Türkiye sınırları dışına çıkarıldı. Bu suretle Cumhuriyet rejimi tam manasıyla kurulmuş oluyordu.
    Türk Milleti Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak yeni bir Türk Devleti'ni kurmayı başarmış ve cumhuriyeti ilân etmişti. Şimdi bu devletin medenî devletler seviyesine yükseltilmesi gerekiyordu. Bu sebeple eski müesseselerle, özelliklerini kaybetmiş olan gelenekleri bırakarak ve yerlerine devletin yapısına uygun müesseseleri kurmak gerekiyordu. Mustafa Kemal Paşa kısa bir süre içinde bunları tasarlamış ve uygulamaya koymuştur.
    Bütün bu çalışmalar, Türkiye Devleti'ni medenî milletler seviyesine yükseltme amacını taşıyordu. Ancak bu çalışmalar büyük bir süratle yapılmalı idi. Atatürk, bu çalışmaları büyük bir başarı ile sürdürmüş üstün bir kumandan ve üstün bir diplomattır. “Yurtta sulh cihanda sulh” prensibiyle Devleti'ni medenî milletler arasında söz sahibi yapmıştır.
    Atatürk Ocak 1938'de Yalova ve Bursa'ya yaptığı seyahat sırasında hastalandı. Mayıs 1938'de Mersin'e yapmış olduğu seyahat de onu yordu ve yeniden hastalandı. Yapılan konsültasyonda, hastalığın karaciğerde olduğu anlaşılmıştır (Siroz ). Atatürk, 10 Kasım 1938'de saat 09.05'de ölümsüzlüğe geçti. 16 Kasım'da tabutu Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonuna konuldu ve halkın ziyareti için sarayın kapıları açıldı. 19 Kasımda yine aynı salonda Prof. Şerafettin Yaltkaya cenaze namazını kıldırdı. Daha sonra cenaze Gülhane Parkı'na getirilerek Yavuz zırhlısına kondu ve İzmit'e gönderildi. 20 Kasımda ise trenle Ankara'ya getirildi. 21 Kasım'da törenle geçici kabri olan Etnografya Müzesi'ne defnedildi. 10 Kasım 1953'te de kendisi için yaptırılan Anıtkabir'e nakledildi.

      Forum Saati Ptsi Tem. 01, 2024 1:46 pm